Tarım işçileri, çiftçiler, köylüler direniyor: MÜCADELE YILI OLARAK 2024

2024 yılı tarımdan emeğiyle geçinen insanlar açısından zorluklar ve mücadelelerle dolu bir yıl olarak kapandı. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından, yapılmayan ara zammın, giderek zorlaşan hayatın, enflasyonun ezici baskısının altında girilen yaz ayları, düşük alım fiyatıyla karşılaşan çiftçilerin isyanına sahne oldu.

Yaygın örgütlenmeye, ortak taleplere sahip olmayan çiftçiler ülkenin pek çok yerinde yaptıkları eylemlerle seslerini duyursalar da iflasın eşiğinden kurtulamadılar. Tarım işçilerinin tarlalarda, ovalarda, bahçelerde yoğun mesaileri devam etti. Balıkçılık, ormancılık işlerinde çalışırken pek çok işçi kardeşimiz alınmamış iş güvenliği önlemlerinden dolayı hayatını kaybetti. Mevsimlik tarım işçileri yollarda can verdi.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, işyerlerinde insan onuruna yaraşır bir muamele görmek, maaşların düzenli yatırılması, işten çıkan arkadaşlarımızın tazminat haklarının verilmesi, promosyon hakkının sağlanması, yemek, ulaşım haklarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi için, onur ve haysiyetimiz için Agrobay direnişi yolumuzu aydınlattı, öfkemizi biledi, 2025 yılı için önümüze daha fazla sorumluluk ve görev yükledi. 

Agrobay işçilerinin Ankara yürüyüşü

2023 yılının Ağustos ayında başlamış olan Agrobay direnişi, sendikamıza üye olup işten atılan işçilerin onur ve haysiyet mücadelesine dönüştü. Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta uzun yıllar ağır işlerde düşük ücret ve yoğun baskı altında çalışan işçiler, haklarını istedikleri ve sendikamıza üye oldukları için işten atılmışlardı. Bunun karşısında sendikamız aylarca Agrobay Seracılık önünde bir direniş yürüttü. Maaş, yıllık izin, kıdem, ihbar ve sendikal tazminat için başlayan direniş, Agrobay Seracılık şirketinin işçileri ve sendikamızı hedef alan tutum ve söylemleri karşısında tüm sera ve tarım işçilerinin haysiyet mücadelesini kuşanarak, tarım işçilerinin yalnızlığı ve kimsesizliği karşısında ses olmak, bir yol açmak ve yol yürümek için Mart ayında İzmir Bergama’dan başlayan, Bakırçay havzasını kateden ve Ankara’da Çalışma Bakanlığı önünde sonlanan bir yürüyüşe evrildi. Bu yürüyüş sonrasında direnen Agrobay işçilerinin Ankara’da bakanlık temsilcileri düzeyinde ve siyasi partilerle yaptıkları görüşmeler sonucunda şirket geri adım atarak içeride kalan Ağustos ayı maaşlarını ve yıllık izinleri yatırmak zorunda kaldı. 

Agrobay işçilerinin tazminat haklarına yönelik açtığımız davalar sendikamız avukatları tarafından takip edilmektedir. Ayrıca işçilerin haklarını aramak üzere yaptığı basın açıklamalarında gözaltına alınmaları üzerine haklarında açılan davalar devam etmekte; Agrobay patronunun işçilere karşı açtığı “manevi tazminat davaları” da sürmektedir. Sendikamız bu süreci “işçilerin haklarını savunma hakkına karşı” bir süreç olarak değerlendirmekte ve işçilerin haklarını sonuna kadar savunacağını ifade etmektedir.

Agrobay işçilerinin direnişi tarımdan emeğiyle geçinen tüm kesimlerin sesini ve taleplerini yansıtmayı hedefleyen bir direniş olmuştur. Adı bilinmeyen, yüzü görünmeyen, en ağır ve zor işlerde çalışan tarım işçilerinin adlarını, yaşamlarını, yüzlerini ve taleplerini ülke kamuoyuna taşıma gayreti göstermiştir. 

Agrobay işçilerinin Ankara yürüyüşü, Bergama

Çay üreticilerinin fiyat, kota, kontenjan eylemi

Mayıs ayı ilk hasadında açıklanan çay alım fiyatlarına karşı çay üreticileri Artvin, Rize ve Trabzon’un çeşitli ilçelerinde eylemler, yürüyüşler gerçekleştirdi, basın açıklamaları yaptı. ÇAYKUR’un varlık fonuna devredilmesi sonrası ÇAYKUR dışındaki şirketlerin lehine verilen kararların yarattığı yıkım her geçen gün kendini hissettiriyor. Çay üreticilerinin yürüyüşleri, protestoları pek çok yerde üretici tepkisini ortaya koyan önemli eylerlerdi. Böylece çay üreticileri, giderek holdinglerin lehine düzenlenen çay piyasasına boyun eğmeyeceklerini eylemleriyle dile getirmiş oldular.

Sözleşmeli domates üreticilerinin isyanı

2024 yılında yaşamaya devam ettiğimiz ekonomik krizin bedelini ilk elden emekçiler ödedi. Asgari ücrete temmuzda ara zam yapılmaması ve açlık sınırının giderek yükselmesi, Orta Vadeli programın emekçi kesimleri hedef alan yapısını ortaya koyuyordu. 

OVP’nin etkilediği kesimlerden biri de çiftçilerdi. Enflasyonun, mazot ve gübre fiyatlarının, her türlü üretim maliyetinin yükselmesine rağmen çiftçilerin ürettiği ürünlerin alım fiyatları üretim maliyetinin çok altında seyrettiği için çiftçiler büyük bir finansal yıkım ve iflasın eşiğine sürüklendiler. Özellikle sözleşmeli üretim yapan çiftçiler, salça firmalarının çok düşük fiyatlardan alım yapması karşısında ciddi bir yıkım yaşadılar. Bunun karşısında pek çok yerde çiftçiler sokaklara çıkarak eylemler yaptılar. 

Domates üreticilerinin isyanı, İzmir-Bursa karayolu

31 Temmuz’da İzmir Kınık’ta domates üreticileri Kınık meydanında buluşarak traktör konvoyu eşliğinde bölgenin salça fabrikalarından birinin önüne geldi. Yer yer jandarma ile gerilim yaşanan konvoy eylemine kaymakam gelerek çiftçileri dinledi. Bir çiftçi heyeti firma ile görüştü. Aynı heyet tarım bakanlığının ilgili temsilcileriyle de bir görüşme gerçekleştirdi. Eylem bir sonuca ulaşamadan bitmiş oldu.

8 Ağustos 2024 tarihinde Bursa Karacabey ve Mustafakemalpaşalı çiftçilerin traktör konvoyları yaparak 4 saat boyunca İzmir-Bursa karayolunu trafiğe kapamaları hem yaz aylarının hem de son yılların en büyük ve etkili çiftçi eylemiydi. Eylem sebebiyle yol kitlendi, Bursa Valisi çiftçilerle görüşmek durumunda kaldı, yetmedi Tarım Bakanlığı devreye girerek üst düzey bürokratlar çiftçilere sözler verdiler. Bu eylem sonrasında domates fiyatları bir süre için çiftçilerin talep ettiği rakamlarda seyretmiş oldu. 

12 Ağustos tarihinde Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı Aksakal’da milletvekilleri, belediye başkanları ve ziraat odası temsilcilerinin çağrısıyla toplanan çiftçiler, traktör konvoyu yaparak yürüyüşe başladı. Vekiller önce yürüyüşün bir “sembolik Ankara yürüyüşü” olduğunu ilan etti, daha sonra yürüyüşün yeterlilik sağladığını söyleyip çiftçileri evlerine gitmeye çağırdı. Yoğun ve kalabalık toplanan çiftçi kitlesi herhangi bir kazanım almadan dağılmış oldu.

13 Ağustos’ta Burdur Karamanlı, Tefenni, Çavdır ve Yeşilovalı’dan çiftçiler Karamanlı’da buluşarak traktör konvoyu yaptı ve anayolu trafiğe kapatarak ürün fiyatlarına yönelik taleplerini dile getirdiler.

17 Ağustos’ta Kahramanmaraş’ın Narlı beldesinde biraraya gelen çiftçiler Maraş-Antep karayolunda toplanıp konvoy halinde valiliğe doğru bir protesto eylemi gerçekleştirdi.

Yine 17 Ağustos tarihinde Aksaray’da traktörleriyle toplanan çiftçiler karayolunda buluşup basın açıklaması gerçekleştirdiler.

19 Ağustos tarihinde Eskişehirli çiftçiler bir araya gelerek kendi arazilerinde “ÜRETEMİYORUZ” yazacak şekilde biçti ve tarım politikalarına yönelik tepkilerini dile getirdiler. 

Yine 19 Ağustos tarihinde Kocaeli Kandıra’da çiftçiler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin çöp tesisi projesine karşı traktör konvoyu yaparak sokağa indi ve üretim alanlarında bu projenin yapılmasını protesto ettiler.

Aynı gün Maraş’ta Afşin-Elbistan karayolunda buluşan çiftçiler ürün fiyatlarının düşük olduğunu ifade eden protesto eylemleri gerçekleştirdiler. 

24 Ağustos tarihinde Uşak’ta çiftçiler traktör konvoyları yaparak ürün fiyatlarını  protesto etti. Çiftçiler “toprak bizim, emek bizim, Uşak bizim” sloganlarıyla yaşamlarına sahip çıkacaklarını dile getirdiler.

28 Ağustos’ta Konya Yunak’ta bir araya gelen çiftçiler traktör konvoyu yaparak ürün fiyatları ve tarım politikalarına tepkilerini dile getirdiler.

3 Eylül’de Konya Ereğli’de bir araya gelen Konya ve Niğdeli çiftçiler ürün fiyatlarına tepkilerini göstermek amacıyla kamyonlarla yanlarında getirdikleri domatesleri karayoluna döktüler. 

Sözleşmeli domates üreticilerinin başlattıkları bu eylem süreci farklı ürün üreten çiftçilere ve farklı bölgelere doğru yayılarak genişledi. Kimi yerlerde çiftçilerin doğrudan inisiyatifi ve kazanım iradesiyle yapılan eylemler kimi yerlerde siyasi parti temsilcilerinin basın açıklaması ve protestocu çizgisiyle sınırlı kaldı. 2024 yazına damgasını vuran çiftçi eylemleri Türkiye’de üreticilerin haklarını almaları için mücadele etmek dışında bir yol olmadığını göstermiş oldu.

Bkz: Krizin Bedelini Çiftçilere Ödetemezsiniz!

Köylüler yaşamlarına sahip çıkmaya devam ediyor

Tarım emekçisi, üretici köylülerin yaşam alanlarına yönelik saldırılara karşı 2024 yılında da direnişler yoğun emek ve çabayla sürüyor. Tarımla uğraşan emekçilerin yaşadıkları köylere, vadilere, yaylalara, ormanlara, derelere holdingler tarafından yapılması planlanan HES, RES, JES, GES, maden, yol, çöp tesisi vd. projeler karşısında köylüler yaşam alanlarına, geçim araçlarına sahip çıkıyor, direniyor. Aşağıdaki listede derlemeye çalıştığımız ve mutlaka eksikler içeren liste memleketin her bölgesinde köylülerin yoğun mücadelelerle yaşamlarını holdinglerden korumaya çalıştıkları görülmektedir.

Kalemoğlu köylülerin direnişi, Manisa Gördes
Kalemoğlu köylülerinin direnişi, Manisa Gördes

Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Çifteköprü’de ağaç kesimine karşı direnen köylülerin nöbeti sırasında şirket elemanlarının açtığı ateş sonucu Çifteköprülü Reşit Kibar yaşamını yitirdi. Cinayeti protesto iki kişi tutuklandı. Hopa ve Borçka halkı mücadeleye sahip çıkarak Çifteköprü’de yapılması planlanan maden ve turizm projelerini iptal ettirdi. Memleketin pek çok yerinde Reşit Kibar adına “Cankurtaran nöbeti” tutuldu. Reşit Kibar’ın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. 

Artvin Arhavi’de Cengiz Holding tarafından yapılmak istenen maden projesine karşı Arhavili köylülerin, muhtarların ve yurttaşların beraber ördükleri “Arhavi Maden İstemiyor – Vaminon” hareketi protesto eylemleri, yürüyüşler, imza kampanyaları yaparak mücadelesini sürdürüyor. Köy köy örgütlenerek kendini ifade eden bu hareket Arhavi’nin geleceğini korumak için güçlü bir direniş örmeye devam ediyor. 

Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyünde yapılması planlanan OSB’ye karşı köylülerin mücadelesi sürüyor. “OSB’ye değil yerine karşıyız” diyen köylülerin mücadelesi pek çok biçimde kırılmak istense de, köylüler birliklerini bozmadan direnmeye devam ediyor.

Aydın Bozdoğan’a bağlı Alamut köyünde Zorlu Holding’in JES projesine karşı mücadele eden köylüler ÇED projesini yaptırmadı. Köylülerin JES projesine karşı ısrarlı mücadelesi sürüyor.

Aydın Germencik ve İzmir Selçuk’u kapsayan Rama Enerji şirketine ait JES projesine karşı köylüler halkın katılım toplantısını yaptırmayarak projeye geçit vermedi.

Aydın’ın Koçarlı ve Söke, Muğla’nın Milas ilçe sınırlarında yer alan, kadim fıstık çamı üretimi ve hayvancılığın yapıldığı, arkeolojik ve doğal zenginlikleriyle korunması gereken bir yer olan Beşparmak (Latmos) dağlarında yapılması planlanan maden projelerine karşı köylüler ve Latmos gönüllüleri hukuki ve fiili mücadelelerini sürdürüyor.

Balıkesir İvrindi ve 6 Eylül ilçelerinin 16 köyünü kapsayan, CVK maden şirketine ait altın madenine karşı köylülerin ve yurttaşların başlattığı direniş, proje sürecindeki hukuksuzluğa karşı fiili, meşru ve hukuki mücadeleyi esas alan bir yolla sürdürülüyor. Altın madeni şirketi köylülerin tarım alanlarını yok ederek projesini hayata geçirmeye çalışıyor. 

Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Eymir köyünde yapılması planlanan maden projesine karşı köylüler bir araya gelerek mücadeleye başladı. Köylerini ve üretim alanlarını savunmak için örgütlenen köylüler, projenin yapılmaması için hukuki, fiili ve meşru mücadelelerini sürdürüyor.

Bolu Gerede’de yer alan Yünlü yaylasında köylülerin kullandığı su kaynaklarını Bolu’ya bağlamak için faaliyet yürüten belediyeye karşı köylüler protesto gerçekleştirdi. Belediye personellerinin su kaynaklarına sahip çıkan köylü kadınlara hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı protestoda köylülerle personeller arasında kavga yaşandı. Valiliğin ve muhtarlığın devreye girmesiyle köylülerin haklı talepleri kabul edildi.

Çanakkale Kazdağları’nda Cengiz Holding’e ait Halilağa bakır madenine karşı köylüler ve bölgede yaşayan yurttaşların direnişi sürüyor. Binlerce dönüm ormanlık alanı yok ederek, köylüler üzerinde baskı ve şiddet uygulayarak projeyi hayata geçirmekte ısrar eden holding, köylülerin yaşam ve üretim araçlarını yok edecek. 

Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Avdan köyünde kömür madenine karşı verilen mücadele sonucu köylüler acele kamulaştırma kararını iptal ettirdiler. Böylece yıllarca hukuksuz bir şekilde faaliyet yürüten madenin meşru bir zemini de kalmadı. Mücadelenin sembol ismi olan, şirketin güvenlik görevlilerini darp ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırılan 75 yaşındaki Hatice Kocabaş’ın “Kırılırım ama eğilmem” sözü kamuoyunun hafızasına kazındı.

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Hasandin yaylasında Kulp madencilik şirketi tarafından yapılmak istenen maden arama faaliyeti, yaşam ve geçim araçlarının tahrip edileceğini gören köylülerin ve bölge halkının tepkisi ve mücadelesi sonucunda durduruldu.

Erzincan’ın İliç ilçesine bağlı Bağıştaş köyünde Discovery madencilik tarafından gerçekleştirilmesi planlanan taş ocağı projesine karşı köylüler hukuki, fiili meşru mücadelelerini sürdürüyor.

Eskişehir’in Alpagut-Atalan köylerinde Cengiz holding tarafından yapılmak istenen siyanürlü altın madeni projesine karşı köylüler ve Eskişehir halkının başlattığı hukuki, fiili, meşru mücadele süreci devam ediyor. ÇED raporunun sunumunda köylülerin tepkisi üzerine bakanlık personelinin tutacağı oldu bittiye getirdiği görüldü. Eskişehir halkı madene karşı platform kurarak mücadelesini sürdürüyor.

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Beytarla köyünde Koza holdingin altın işletmesine karşı biraraya gelen Gümüşhane ve Giresunlu köylüler Gümüşhane valiliğinin “ÇED gerekli değildir” kararını protesto ederek madene izin vermeyeceklerini ifade ettiler.  

Hakkari’nin merkez ilçesine bağlı Kavaklı köyünde 17 yıldır sürdürülen madencilik faaliyetlerinin üretim ve yaşamları üzerindeki etkisine isyan eden köylüler nöbet çadırı kurarak direnişe başladı. Köylüler, madencilik faaliyetlerinin yaşam alanlarına yönelik tahribatının sona ermesi için mücadele yürüttüler.

Manisa’nın Gördes ilçesine bağlı Kalemoğlu köyünde Zorlu holdinge ait nikel madeninin genişlemesi için kesilmesi planlanan Kocamurt ormanını ve köylerini korumak isteyen köylüler sondaj makinelerinin ormana girişini engelleyerek çadır nöbetine başladı. Fiili 7/24 çadır nöbeti tutan köylüler 2024 yılında ormanın kesilmesini engellemeyi başardı.

Manisa’nın Salihli ilçesinde Ak Jeo Enerji santrali tarafından açılmak istenen altı adet jeotermal kuyusu köylülerin ve çevrecilerin mücadelesi sonucunda iptal edildi. Köylüler bilirkişi keşfi sırasında yaşam ve geçim araçlarına sahip çıkacakları iradesini ortaya koydular.

Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Söğütlü köyünde HES şirketinin dere yatağını değiştirmesi üzerine direnişe geçen köylüler jandarmanın sert müdahalesine maruz kaldı. Köylülerin bir kısmı darp edilerek gözaltına alındı. 

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköylüler Akbelen ormanının kesimi sonrasında topraklarına sahip çıkmaya devam ediyor. YK Enerji’nin MAPEG üzerinde yaptığı tüm baskıya, kamuoyuna yansımış olan tehditkar mektubuna ve MAPEG’e açtığı davaya rağmen 2024 mahalli seçimleri öncesi acele kamulaştırma saldırısını geri püskürten köylüler mücadelenin öncü isimlerinden Nejla Işık’ı muhtar seçmeyi başardı. Köylülerin topraklarına sahip çıkma mücadelesi sürüyor.

Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Deştin köyünde yapılması planlanan Çimento fabrikasına karşı köylülerin 30 yılı aşkın süredir yürüttükleri mücadele sürüyor. Muğla Çimento AŞ. tarafından yapılmak istenen entegre çimento tesisi için şirket bölgedeki holdingci yapıyı harekete geçirmek ve köylülerin mücadelesini itibarsızlaştırmak için türlü yola başvursa da köylülerin mücadelesi kararlılıkla sürüyor.

Ordu’nun Aybastı ilçesine bağlı Perşembe yaylasında yapılmak istenen madencilik faaliyetine karşı köylüler ve yurttaşlar direnişe geçerek fiili, meşru ve hukuki mücadele başlattı. Coğrafi yapısı itibariyle nadir bir bölge olan yaylanın yayla olarak kalması ve korunması için direnen köylülerin mücadelesi kararlılıkla sürüyor.

Ordu’nun Korgan ilçesine bağlı Tatarcık’da yapılması planlanan maden sondajına karşı köylüler bir araya gelerek protesto gerçekleştirdiler. Sondaj çalışmasının yapılmamasını engellemek isteyen köylüler madeni yaptırmayacaklarını ifade etti.

Tokat merkeze bağlı Şehitler ve çevre köyleri kapsayan Serkiz Yaylası’nda Emsa şirketinin maden arama ve sondaj çalışmalarına karşı köylüler direniş yaparak faaliyeti engelledi.

Tokat merkezde yer alan Günçalı köylüleri, HLC Şirketi tarafından yapılması planlanan maden arama faaliyetlerine karşı aylardır örgütlenerek köylerine sahip çıkma mücadelesi yürütüyor. Pek çok köyü etkileyecek maden projesine karşı bir araya gelen köylüler, hukuki, fiili meşru mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade ediyor.

Trabzon’un Araklı ilçesinde yer alan Erikli Yaylası’nda Sayer Enerji şirketi tarafından yapılmak istenen altın madenine karşı halk bir araya gelerek mücadeleye başladı. Altın aramak amacıyla sondaj yapılan alana yürüyüş düzenleyen köylüler sondaj yapılan yere fidanlar dikerek ÇED sürecine izin vermeyeceklerini ifade ettiler.

Trabzon’un Çaykara ilçesinde yer alan Uzungöl’de yapılması planlanan HES projesinin henüz yargı ve ÇED süreci devam ederken şirketin iş makinelerini bölgeye getirmesine karşı köylüler araçların önünü keserek nöbet eylemi gerçekleştirdi. Halkın ısrarlı direnişi sonrasında danıştay ÇED raporunu iptal ederek geri adım attı.

—————————————

Bir mücadele yılı olarak 2024 yılında tarım işçileri, çiftçiler ve köylülerin gerçekleştirdikleri eylemleri ve bu eylemlerin nedenlerini derlediğimiz bu almanakta görünen, tarım işçileri, çiftçiler ve köylülerin memleketin hemen her yerinde direndiği ve direnmeye devam ettiğidir. Tarım İşçileri Sendikası olarak 2025 yılında farklı kesimlerden tarım emekçilerinin direniş ve mücadele pratiklerini desteklemeye, büyütmeye ve örgütlemeye devam edeceğiz. 

@tarimsendikasi

Diğer İçerikler

Son Eklenenler