Bergama-Dikili karayolu üzerinde bulunan Agrobay Seracalık’ta yaşanan pek çok sorunu çözebilmek için işçi arkadaşlarımız bir araya geldiler ve Tarım-Sen’e üye oldular. Üyelik çalışmaları devam ederken işveren bu çalışmaları yürüten arkadaşlarımızı gerekçeler uydurarak işten attı. Bu arkadaşlarımıza sahip çıkan işçiler, işyerindeki sorunlara karşı birliklerini korumak için işverenin keyfi tutumunu protesto ettiler. Bu işçi arkadaşlarımız da kamuoyunda hırsızlık kodu olarak bilinen kod-46 ile işten çıkarıldı.
Türkiye’nin hiç bir yerinde patronlar “işçi sendikaya üye olmuştu, işten çıkardım” demez. Hiç bir yerde bir işçi sendikal faaliyet yaptığı zaman işten çıkarıldığında ona gerçekler söylenmez. İşçilerin bir araya gelerek birbirilerine sahip çıkması, haklarına sahip çıkması istenmez. Bu sebeple anayasaya aykırı bir şekilde sendikal faaliyet yürüten işçiler işten atılır ve bu işten atmaya gerekli kılıflar bulunur.
İşte Agrobay işçisinin tam 180 gündür üzerine basa basa anlattığı gerçeklik budur. Agrobay işçileri sendikalı oldukları için işten çıkarıldılar; üstelik, yıllarca çalıştıkları alınterinin, emeklerinin karşılığı olan tazminatları verilmedi; Ağustos ayı maaşları verilmedi. Üstelik, kod-46 ile işten çıkarılarak başka yerlerde iş bulmaları zorlaştırıldı, işsizlik maaşı almaları engellendi.
Patron bunu neden yapıyor? Parası var; biliyoruz. Hatta, “mesele para değil” dediğini de biliyoruz. Ama yine de tek bir kuruşunu bile hesap ettiğini, 39 işçiyi toplu bir şekilde işten çıkarmanın bedelini ödemek istemediğini de biliyoruz. Bunun adı “işçi kıyımıdır” ve Agrobay Şirketi bu kıyımın bedelinden kaçmak istemektedir. Agrobay şirketi, hakları için kendi önüne dikilen işçilerin haklarını kuruşu kuruşuna vermek istememektedir. Hak aramak, alın terinin karşılığını istemek suçmuş gibi gösterilmek istenmektedir. Bakırçay havzasında işçiler haklarını aramasın istenmektedir.
Bu sera düzeni böyle gelmiş, böyle gitsin istenmektedir.
Bergama’nın, Kınık’ın, Dikili’nin, Ayvalık’ın, Soma’nın köylerinden her gün saatlerce yol gelerek çalışmak durumunda olan çoğunluğu kadın olan bu işçiler üç kuruşa talim etsin, sonra da yarım yamalak bir tazminatla sefalete mahkum patronlara duacı olsun istemektedirler.
Holdinglerin kurduğu bu yapıyı görüyoruz; holdingci güçlerin bu yapının korunmasında nasıl bir pozisyon aldığını da izliyoruz.
6 aydır gözlerimize baka baka yalan söyleyen Agrobay patronunu ödüllendirerek seracılar birliğine başkan yapan patronlar, bu holding yapısını kimlerin koruduğunu göstermektedir.
6 aydır gözlerimize baka baka yalan söyleyen belediye başkanları, milletvekilleri, başkan adayları, bürokratlar, siyasi parti temsilcileri, ez cümle, bu holdingci yapıyı korumaktan ekonomik, siyasi rant sağlayan tüm herkes bu yalanın, bu adaletsizliğin ortağıdır.
6 aydır şirket önünde yürüttüğümüz mücadeleyi çeşitli zamanlarda farklı yerlere taşıdık.
Bugün buradan, Bakırçay havzasının önemli meydanlarından birinden sizlere sesleniyoruz. Bu bölgenin tarım işçileri adalet istiyor. Haklarını istiyor. Haksızlık, baskı ve sömürü üzerine kurulu bu çalışma düzeninin sona ermesini istiyor.
Buradan bir kez daha ifade edelim.
Haklı olduğumuzun bilincinde, mücadelemizi yeni bir etaba taşıyoruz.
İçine girdiğimiz seçim döneminde, bu havzadaki tüm imkanlarımızı kullanarak, işçilerin sorunlarını çözmeyen siyasetçileri teşhir edecek, kapı kapı gezerek emekçi halkımıza patronları koruyan siyasetçilerin gerçeklerini anlatacağız. Çok temel bir işçi hakkı meselesini 6 ay çözümsüz bırakmak, başta patron olmak üzere bu bölgenin siyasetinin, ticaretinin, kamuoyunun utancıdır.
Sorunumuzu çözme iradesi gösteren kesimin işçilerin teveccühünü kazanacağı da açıktır.
Haklarımız verilmez, sorunlarımız çözülmezse, gerekirse Ankara’ya yürüyecek ve bu sorunları çözmeyen, söz verip de yerine getirmeyen tüm siyasi partileri, vekilleri meclis önünde kamuoyuna teşhir edeceğiz. Tarım işçilerine yaşatılan bu zulmü tarihe not düşeceğiz.
Patronların, holdinglerin vekilleri, başkanları, adayları varsa, bizim de seçimleri etkileyecek gücümüz, irademiz var.
Kazanacağımızdan şüphemiz yok.