Agrobay işçilerinin maaş ve tazminat hakları verilmeden işten atılmalarının 4. ayını geride bırakıyoruz. 22 Ağustos’ta başlayan işten atma süreci, 4 gün içinde 39 kişiyi kapsayan bir işçi kıyımına dönüşmüştü. Aralarında sendikamız üyesi ve sendikal çalışma yapan işçilerin de yer aldığı bu süreç karşısında, işten atılma sebebini açığa çıkarma ve hakları talep etmeye yönelik çok boyutlu bir mücadele süreci içerisine girdik. Yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyunda etki yarattık. Agrobay işletmesinde çalışan işçilerin maruz kaldığı koşullar bugün milyonlarca insanın bilgisi dahilindedir.
İşçilerin içeride kalan maaşlarını ve tazminatlarını almak, işten çıkarma kodu olan kod 46’nın da değiştirilmesini istemek gibi temel talepleri Agrobay işletmesi tarafından sürekli geçiştirildi. İşletme işçileri doğrudan muhattap olarak almadı. Onca çabamıza rağmen yıllarca kendi işletmesinde çalışmış ve emek vermiş işçileri muhattap olarak almayıp, temel taleplerini de marjinalleştirmesi, Agrobay işletmesinin işçilerin örgütlenmesine yönelik düşmanlığını tüm kamuoyunun gözleri önüne serdi. Agrobay işletmesi, işçilerin anayasal hakkı olan sendikalı olma hakkını çiğnemiş, suç işlemiş, sendikalı işçileri işten atmış, üzerine de bu işçileri sendikalı oldukları için cezalandırmak gibi bir yolu izlemiştir. Yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde Agrobay işletmesi bir işçi ve sendika düşmanı işletme olarak tarihe geçmiştir.
Yaptığımız eylem ve etkinlikler, girdiğimiz çabalar yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli karşılıklar bulmuştur. Bergama, Dikili, Kınık, Ayvalık, Edremit, Soma, Akhisar ilçeleriyle İzmir, Manisa, Balıkesir bölgesel şehirlerinden Agrobay işçilerine destek ziyaretleri yapılmıştır. Siyasi parti temsilcileri, yerel platformlar, sendikalar, kadın örgütleri, milletvekilleri ve pek çok yurttaş bu ziyaretlere katılmış olup çeşitli düzeylerde desteklerini göstermiştir. Ulusal ve uluslararası basında işçilerin sesi yankı bulmuş, pek çok habere ve yayına Agrobay işçileri dahil olmuş, işçiler meclise davet edilerek orada milletvekilleriyle görüşülmüş, nihayetinde; işçilerin sorununu sahiplenen ve işçilerin haklarının verilmesi için bu davayı üstlenip muhattaplık kurma noktasında devreye pek çok farklı kişi girmiştir. Hepsine buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz.
O dönem CHP grup başkanı ve Manisa milletvekili olan Özgür Özel işletmeyi ziyaret etmiş ve görüşme sonrası işletme tarafından bir adım atılmaması halinde ilgili mercilere konuyu taşıyacağını ifade etmiştir. Buna bağlı olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK tarafından başlatılan soruşturmalarla birlikte işletmenin denetlenmesi süreci artmış olup, yapılan soruşturmaların sonucu beklenmektedir.
Sendikamızın girişimiyle Agrobay’dan ürün tedarik eden Lidl şirketi de bir soruşturma süreci başlatmış ve bu sürece bağlı olarak bizimle detaylı görüşmeler ve fikir alışverişleri yapmıştır. Agrobay şirketinin iddia ettiğinin aksine, Lidl şirketinin başlattığı soruşturmadan temel muradımız Agrobay’ın haksız olduğu bir davadan bir an önce geri dönüp işçilerin hak edişlerini vermesi; ayrıca uluslarası ticarete konu olan ve büyük paralar kazanılan işletmenin işçilerin sağlıklı, adil, haklarının verildiği bir şekilde yeniden yapılandırılmasının sağlanmasıdır.
Hakeza, mücadelemizin başladığı günden bu yana işletme içerisinde gözle görülür değişiklikler yaşanmıştır. İşçilerin dile getirdikleri çeşitli sorunlar çözülmüştür. Örneğin, ulaşımı sağlayan servisler değişmiş, yeni bir firma ve daha güvenli araçlar gelmiştir. Örneğin, yemekhane ve tuvaletler konusunda adımlar atılmıştır. Örneğin, 1’e 2 sistemi değiştirilmiştir. Örneğin, maaşlar düzenli olarak yatırılmaya başlanmıştır. Örneğin, burası çarpıcıdır, 20 yıldır işletmede olmayan bir şekilde işçilere “mangal partisi” adı altında bir yemek verilmiş, işçilere selam vermekten imtina eden patron işçilerle halaylar çekmiş, işletme sahipleri kendilerinin ne kadar da işçi dostu olduğunu gösterme çabasına girmiştir.
Tüm yaşananlar ve kazanımlar, Agrobay işçilerinin yürüttüğü mücadelenin ve bu mücadelenin ulusal ve uluslararası kamuoyunda yarattığı etkinin sonucudur.
Bu süreçte işçiler yaptıkları eylemler sebebiyle iki defa işletme önünden gözaltına alınıp şiddete maruz kalmış, bir grup işçi kendi inisiyatifleriyle Bergama’da bulunan bir binanın çatısına çıkarak intihar girişiminde bulunmuş, işletme bu eylemlerden kaynaklı pek çok şikayette bulunmuş, ayrıca TİP İstanbul milletvekili Sera Kadıgil ve iki işçi arkadaşımız hakkında işletmenin itibarını zedelediği gerekçesiyle maddi tazminat davası açmıştır. Bu süreçte gözaltına alınan sendika başkanımız ve bir yöneticimizle desteğe gelen Bağımsız Maden-İş sendikası başkanı ve çeşitli yurttaşlara anayasaya aykırı bir şekilde işletmeye 500 metre yaklaşmama adli kontrol kararı verilmiş olup bu karar ısrarlı tavrımıza bağlı olarak kaldırılmıştır.
Mücadelemizin 4. ayı geride kalırken, geldiğimiz noktayı ve mücadelemizin seyrini paylaşmak istiyoruz. Verilen yasal süre içerisinde Agrobay işçilerinin işe iade davaları açılmış olup sendikamız işçilerin her türlü maddi hakkının takipçisi olmaya devam edecektir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK ve Lidl şirketlerinin yürüttüğü soruşturmalar devam etmekte olup sendikamız bu konuda üzerine düşen her türlü sorumluluğu yapacak ve işçilerin yaşadıkları gerçekliğin tüm açıklığıyla ilgili kurumlarla paylaşılmasını sağlamaya devam edecektir.
Geçtiğimiz hafta CHP genel merkezinde yaptığımız görüşmeler Agrobay işletmesi ile bir müzakere yolunun açık olduğunu, CHP genel başkan yardımcısı Gökan Zeybek’in de bu müzakere sürecinin garantörü olarak rol oynayabileceğini göstermiştir. Agrobay işçileri bu imkanın açılmasından memnun bir şekilde Gökan Zeybek’in odasından ve CHP genel merkezinden ayrılmış, herhangi başka bir eylem ve etkinlik yapmadan İzmir’e geri dönmüştür. Gökan Zeybek, işçilerin tazminatlarının yılbaşına kadar ödeneceğini ifade etmiştir.
Bu hatta açılmış olan müzakere sürecinin takipçisiyiz. Verilen sözün bir an önce tutulmasını, tüm işçilerin tazminatlarının yılbaşı öncesinde ödenmesini bekliyoruz. Daha önce de verilmiş sözlerin bir oyalamaya dönüştüğünü bilerek, böyle bir oyalamaya tahammülümüz olmadığını; işçileri kandırmaya yönelik olası girişimler karşısında her türlü fiili meşru mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Ayrıca, bir yandan ulusal ve uluslararası kamuoyu desteği devam etmekte, Türkiye’nin ve Avrupa’nın çeşitli yerinden sendikalar, platformlar, kadın örgütleri, daha önce dile getirdiğimiz olası bir Agrobay boykotu için işçilerden haber beklemektedir. İşçilerin haklarının verilmemesi halinde sendikamız uluslararası düzeyde böyle bir eylem çağrısını yaygınlaştıracağını ifade eder.
Bilinmelidir ki, hangi mecra veya makam olursa olsun, işçi arkadaşlarımızın yaşadığı gerçekliği açıklamak ve işçilerin kendi gerçekliklerini açıklamalarına vesile olmak temel çizgimizdir. Hiç bir işletmenin “itibarı” bu gerçeklerden daha önemli değildir. Yıllarca işçilerin alınteri üzerinden para kazanarak var olan bir işletme, işçilerin emeklerine, haklarına itibar etmek zorundadır.
Düzenledikleri mangal partisinde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dile getirdiği “İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz” sözüne dayanarak aile büyüklerinin kendilerine verdiği nasihatı hatırlatan Agrobay işletmesi patronlarına hatırlatmak isteriz. Yıllarca işletmenizde köle gibi çalışan, hiç bir hakkı hukuku tanınmamış olan, civar ilçelerin yoksul işçilerinin terleri çoktan kurumuştur. Haklarını verin!